Siyah örtülü Evin önündeyim… Öğüt almak için bu evi önceledim… Kadim Ev’in Kerim Rabbi’ne konuk oldum…Kabe’ye koştum ama hala Kabe ile nasıl konuşacağımı bilmiyorum…
Kalbimi kainatin kalbi Kabe’ye yasladım… Kabe’nin dilini çözmek istiyorum… Kabe’nin çağrısına kendimi açmak zorundayım… Çizgisini bulmak mecburiyetindeyim…
Duygu, düşünce, davranış dünyam durdu… Deruni bir dünyanın kapısını tıklıyorum… Enfüse açılacak bir pencere peşindeyim… Kabe’nin yörüngesindeyim ama hala bir yol haritası edinememişim… Halbuki tüm göstergeler diyor ki; Yol işaretleri onda… Hayatın parametreleri Kabe paradigmasında saklı… Anlam dünyamızın koordinatları ona yüklenmiş…
Ruh dünyamızın dinamik ve değerleri onda gizli …
Evet, dünyanın karakutusu Kabe… Tüm şifreler onda…
Biliyorum, Kabe; seyirlik, görsel bir nesne değil… Turistik bir mekan da değil… Yatır, sunak, tapınak, türbe hiç değil…
Benim için ve tüm insanlık için sahici bir adres…
Değişmez bir referans…
Şaşmaz bir hedef…
İlahi Şiar!
Peki ben onunla nasıl iletişim kurabilecektim? Metafizik bir gerilim içinde dönüyorum… Hissiyatımdan hayatıma neler intikal edecekti?
Gördüm ki, sen kendini Kabe’ye açarsan Kabe seni kuşatıyor ve kucaklıyor… En güzel kelimeleri ruhuna fısıldıyor… Kabe öğretisine yoğunlaşınca Kabe öğütlerini esirgemiyor…
Şimdi Kabe’den kalbime damlayan yedi kelimeyi paylaşmak istiyorum…
Her şavta bir kelime düştü… Her kelime bir şarta dönüştü…
Yedi şavt, yedi şart oldu…
Hayatın yeniden inşası için en anlamlı yedi kelime…Yeni başlangıçlar için yedi adım… Yedi ile yenilenmem lazımdı…
İlk şavt, ilk kelime… Kendine dön… Fıtratına dön… Özüne dön… Özgünleş… Beytül-Atitktesin, özgürleş… Beytül-Haram’dasın güven duy, özgüvenine kavuş…Yabancılaşma… Yalnızlaşma… Mukallit olma, muhakkik ol… Özene özene özünden uzaklaşırsın… Önce kendini keşfet… Kendini fark et… Kendini inşa et… Toprağındaki cevheri ortaya çıkar… Sahip olmayı değil, ‘’Olma’’yı hedefle…
Dön… Doğmak için… Doğrulmak için… Durulmak için… Dolmak için… Doymak için…
Dingin bir yürekle dön… Donanarak dön… Yenilenerek dön… Dirilerek dön… Direnerek dön.
İkinci şavt, ikinci kelime… Kardeşliğe dön… Kardeşleşmeye yürü… Kabe kardeşleştiriyor…
Benlik zindanını aş… Bencil dünyaların yalnızı olmaktan uzaklaş…
Parçaları bütünleyerek, kesrette vahdeti arayarak dön… Renkçi, ırkçı, sınırcı, sınıfçı, dilci, toprakçı, ulusçu, vatancı, millici, mezhepçi, meslekçi, hizipçi, tekfirci algılardan ayrışarak evrensel İslam kardeşliğine yönel…
İsarınla, ihsanınla, infakınla, insafınla yürü…
Kabe kardeşliğinde karar kıl… Kardeşliğin kahrını çekmek zorundasın, kardeşliğin külfetine katlanmak mecburiyetindesin …
Üçüncü şavt, üçüncü kelime… Evine dön… Allah’ın evinin sadeliğini gördün… Evinin şatafatını gözden geçirmek için evine dön… Kabe bağlantılı ev lazım… Modernizmin evsizliğine karşı durmak için evine dön…
Boşalan evler, boşanan evler, boşveren nesiller, bu başıboşluğa son vermek için evine dön!..
Evler güvensiz, evdekiler huzursuz… Herkesin gözü dışarıda… Evler neden sıkıcı ve itici? Sığınak, barınak, korunak, tutamak olan evler nerede?
Kabe hinterlandında bir ev lazım… Karargah olan ev… Kıblegah olan ev… Son diriliş ve direniş kalesi olan ev…
Dördüncü şavt, dördüncü kelime… Camiye dön….Beytullah’a gelmen yetmez… Kabe’nin şubesi olan camide yerini alman lazım… Safa gir, cemaata katıl… Mescid merkezli bir haraketin yarınlara yönelik iddiası olabilir… Camiyi teğet geçen hayatta tutunamaz, geleceğe yol bulamaz…
Beşinci şavt, beşinci kelime… Ninova’na dön…
Sorumluluk alanını terk etme… Haydi görev başına, kesintisiz bir mücadele seni bekliyor… Mevzini seç… Yeni başlangıçlar için… Yeniden dön… Yine dön… Dönüşü olmayan bir yoldasın…
Karamsarlık… Kararsızlık… Korku… Kaygı… Kuşku…bunları çoktan aşman lazım… Komplekse girmeden, kapris yapmadan yola koyulman gerek… Gevşemeden, gevelemeden, daha fazla gecikmeden dönmen gereken yere dön… Gemiyi inşa etmek için dön…
Okçular tepesinde durmak için dön…
Altıncı şavt, altıncı kelime… Kur’an’a dön… Kitaba sımsıkı tutun… Mekke Mekkeliğini, Kabe Kabeliğini Kur’an’aborçlu… Kur’an işaret etmeseydi ne Mekke mükerrem olurdu ne de Kabe muazzam kalırdı…. İnsanın da eşref olması da Kur’an’a bağlı… O halde meşkuk ve meçhul olana değil Mutlak doğruya dön… Kalbini Kur’an ve Kabe’ye kilitle ki selim kalsın…
Kur’an sız ve Kabe’siz hayatlar kahırlı hayatlardır… Kaosu ve kabusu hiç bitmez…
Yedinci şavt, yedinci kelime… Rabbine dön… Kabe’nin Sahibi’ne, Maliki’ne, Meliki’ne dön… Hanif olarak dön… Halis olarak dön… Hadim olarak dön..
Halife olarak dön ..
Zorunlu dönüşten önce gönüllü dön…
Tevbe ile… Tevhid ile… Tezkiye ile… Takva ile Tefekkür ile… Tüm teslimiyetinle dön !
‘’Sana döndüm Ya Rabbi, gayrısına dönmek yok!’’ de …
Dövülsem de, sövülsem de, sürülsem de sadece dönüşüm Sanadır…
‘’Ey itminana ermiş nefis! Dön Rabbine, O senden, sen de O’ndan razı olduğun halde. Gir kullarım arasına.
Gir cennetime.’’ (Fecr 27-30)
Müjdesine mahzar olmak için O’na dönmek zorundasın…
Hala O’na dönemiyorsan; düşün ve dövün…
Kısır döngülerden nasıl kurtulabilirim?
Unutma ki, O’na dönmeyen dönektir…
Marifet, ölmeden önce O’na dönebilmektir…